loader image

Morkırmızı Spank Tablo

Morkırmızı Spank Tablo Uzun zaman boyunca salonun duvarına asacağım tabloyu aradım. Başımı her çevirdiğimde, gözlerimi alamayacağım ve iç açıcı bir tablo istiyordum. Her seyirde yeni keşif ve anlam çıkarmak isterdim. Bulamadım. Hiçbirini yapabilecek kabiliyet ne yazık ki bende yok. Yapmaya kalksam, çuvallayacağım kesin. Ben yapamasam da mutlaka birileri yapmıştır diye yüzsüzce aradım. Özel olsun istedim. Hepsinden binlerce vardı. Bana hitap etmesini istedim. Herkes için yapılanı reddettim.

Sadist denilince akla ilk gelen kişi Efendim

Kıçımdaki izlere bakıyorum da. Aradığım tam da böyle bir şey. Her baktığımda doyamayacağım bir tablo. Salonun duvarına asacak şekilde basit bir şey değil. Ben, canlı bir tabloyum. Kendime bakıyorum. Efendim’in ellerinde güzelleşiyorum. Ziyadesiyle iç acıcı. Renkli. Mor rengi seviyorum. Kırmızının yeri ayrı tabii. Orospuluğumun rengi. Yaşam enerjisi aşılıyor. Hayatın güzelliklerinin farkında. Acıyı, kanını akıttıracak kadar seven bir kadının kıçı. Tüm varlığını teslim bir kadın. Sadece bana özel yapılmış çizgiler. Özel ve tek tek işlenmiş.

Efendim’in gözleri eserinin üzerinde. Bana özel duygu ve düşüncelerini bedenime yansıtıyor. Tamamen bana odaklı. Efendim’in o an en güçlü yanının, sadistliğinin hedefi benim kıçım. Bana acı vermeyi ne denli sevdiğini eserinden görüyorum. Benim o izleri ne kadar çok sevdiğimi bildiği için de sopasını sert indiriyor. En ağır darbesi en güzel ize şekil veriyor. Acının karşısında durmayıp kıvranıyorum. Yalnız, son ana dek orada olmaya kararlıyım. Efendim’in bana uygun gördüğü bir acı var. Benim için acı tatlı, Efendim için tamamen keyif. Aynı eylemden iki tarafın da, farklı duygular yaşaması inanılmaz tamamlayıcı bir durum.

Sadist denilince akla ilk gelen kişi Efendim. Başka bir kadını böyle bir sadistin elinde görsem, sen deli misin derim. Nasıl dayanıyorsun? Daha da önemlisi ‘bunu kendine yaptıracak kadar, seni etkileyen neydi’ diye sorardım. O teslimiyeti asla anlayamazdım. Beni de anlamazlarsa şaşırmam. Arka planda Efendim’in bana yaşattığı güzel zamanların karşısında benim yaşadığım acı ne ki. Kendimi adamış olmamın mükafatını haddinden fazla yaşıyorum. Efendim’in dünyası bambaşka. Her an gönül sarhoşluğu halindeyim.

Orospusunu daha sonra kullanacak biliyorum

Bir tahmin yürütemiyorum. An gelince mutluluğunda acının da zirvesine çıkıyorum. Baksana, kıçım mosmor, kıpkırmızı. Yaşadığım acıların her zerresine fazlasıyla değen izler oluşmuş. Efendim memnun. Vurdukça vurmasından belli. Kemeriyle ayrı, sopayla ayrı. Arada tabanlarım da sopadan nasibini alıyor. Birkaç darbe de olsa o tabanların üzerinde durmak çok güç. Ben de mazoşist değil miyim?

O karışık acılar hoşuma gidiyor. Canım çok acıyor, çok yanıyor. Bedenim zorlanıyor. Ruhum coşkun. Varlığımın iki yanı çelişki içinde, duygular çarpışıyor. Mıknatıs gibi, bir yanıyla itiyor diğer yanıyla çekiyor birbirini. Sopa kıçıma inince, acı açığa çıkıyor. Yoğunlaşıyor. Ya yutuyorum ya da çığlığımla dışarı atıyorum. İçerde başka bir his filizleniyor. Şehvet…

Acıdan tahrik oluyorum. Bacaklarımın arası zamanla yumuşuyor. Bu demektir ki, ıslanıyorum. Efendim’in bana sadece acı vermediğini, sopanın ucunda birçok duygunun olduğunu görüyorum. Amım bacaklarımın arasında sıkışıp kendini yok etmemiş. Varlığını, ıslak ve kabarmış bir halde ispatlıyor. Efendim de çok kez seanslardan sonra sikeceği sırada ıslandığımı fark etmişti. Acaba şu halde beni sikmek istemiyor mu? Sadistliğinin zirvesinde, kölesi de yoğun acı içinde. Orospusunu daha sonra kullanacak biliyorum. Bekliyor, hak edeceğim ana kadar bekliyor. Henüz zamanı değil.

Morkırmızı Tablo

Orospu dediğin dövülerek sikilir

Art arda yiyorum sopayı. Seansa bir ara verse. Beni çığlık çığlığa bırakan, tepindiren, izlerin sıcaklığı üzerimdeyken ve ağır acılar içindeyken sikmesini çok isterdim. Amımdan, götümden ve ağzımdan. Her birinden sikilmekten mutlu olurum. Ayrı seanslarda ve hatta aynı seansta. Sonunda, spank baştan başlasın ne çıkar. Amacımız acı ve zevk değil mi? Doyasıya yaşasak. Efendim’in kontrolünde her şeye varım.

Morkırmızı Spank
Yazım ‘Morkırmızı Spank‘ paylaşımın içinde yaşananların kendi bakış açımdan kaleme alınan duygularımdır.

Sızlayan yaralarım, Efendim’in kasıklarına şiddetle çarparak şifa bulsa. Bununla da kalmasa, moraran yerleri avucunda sıksa. Kanamak üzere olan yerlerime tırnaklarını batırsa. Tabanlarımın altında mumlar olsa. İçim dışım alev alev. Seansa mola verip sikileyim derken rahatlık aramıyorum. Acının karmasını yaşamak istiyorum. Sikilirken de acı istiyorum. Efendim, bacaklarıma sopa ile vursun istiyorum. Çünkü, benim layığım bu. Orospu dediğin dövülerek sikilir (BDSM anlamında).

Öyle bir sikilsem ki, bacaklarımı birleştiremesem. İzlerimin en taze halindeyken, odanın duvarları çığlığımı henüz yutmamışken, gözyaşım dudaklarıma yeni ulaşıp tuzlu tadı damağımdayken Efendim’in keyfine zevk katmak istiyorum. Gel de bu halde, uslu kız ol. Kıçım amım hepsinin derdi başka. Sopa zaten işleri kızıştırıyor. Yazarken dahi kendimden geçiyorum. Çoktan ıslandım. Ama ne fayda. Efendim’in yanında değilim. Ayrıca, acı yok. Efendim’den izinsiz kendime acı veremeyeceğime göre, hayalini kurduğum seansla yetineceğim.

Efendim ayaklarınızın altından öpüyorum

Efendim’e köle kabul edilmeden önce, ben mazoşist değildim. Acı her ne olursa olsun, kimden gelirse gelsin içselleştirip buna ihtiyaç hissedebileceğim bir duygu değildi. Basit bir karın ağrısını yaşadığıma bile gıcık olurdum. Efendim’in dünyasına girince, olmazlar oldu. Hem de, hayalini kuramayacağım gelişmeler yaşadım. Büyü gibi. Ama anlayarak, hissederek. Sonunda en büyük sadistin mazoşist kölesi oldum. Sadece, Efendim’in verdiği acının müptelasıyım. Efendim’in ellerinden gelen acı bağıyla O’na doğru çekiliyorum. Tamamlanma hissini en özel kişi ile acı sayesinde yaşıyorum. Ben ruhumu anlatıyorum. Efendim ise, bedenimde bıraktığı izlerle resmediyor. İz bırakmak önemli!

Zihinde, gönülde ve bedende. Her manada dolu izlerim var. Ben Efendim’den izler taşıdığımı söylerken, Efendim’in benim için, ‘O ruhumun ve kalbimin bir parçasıdır.’ demesi nasıl bir onur nasıl bir gurur yaşatıyor dile getirmesi kolay değil. Dilim tutulur, gözlerim dolar. Bu bağı anlamaya günlüğümü okumak asla yetmez ki. Sizinle geçen zamanın her saniyesine şahit olmak lazım. Kumaş bağlar sembol. Ben size zihnen ve gönülden bağlıyım. Son nefesime dek. Efendim ayaklarınızın altından öpüyorum.

Kıçımın şu haline sarılmak isterdim. Sıcak ve zonklayan tenimi öpmek isterdim. İzler ve acı benim ama silinip gidecek olması üzüyor. Ne şanslıyım ki, Efendim dilediğinde bana acılar ve izler bahşeder. O’nda bitip tükenmez mutluluklar var. Ben, aradığım tablonun parçası oldum. Sadece bu değil.

Her manada aradığımı sizde buldum Efendim.



Efendim’in Görüşüyle Okuyun

Morkırmızı Spank



Yazımı paylaşın

Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz. - Özdemir Asaf

Yazar

Paylaşımlar

Diğer yazılarımı da okuyun :-)

köle Elif
Latest posts by köle Elif (see all)

Yazımı paylaşın

Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz. - Özdemir Asaf

Yorumlarınız

Düşücelerinizi paylaşın

Bildiri Gönder
Bildir
guest

8 Yorum
Beğenilenler
En Yeniler Eskiler
Inline Feedbacks
View all comments

8
0
Düşüncelerini paylaş, lütfen yorum yap.x