loader image

köle olmak nedir?

köle olmak nedir

İnsanlar bir işe girebilmek, bir mevkiye gelebilmek için herşeyi yaparlar. Araya nüfuzlu birini koyarlar, ikna ederler olmadı tehdit ederler. Ama ‘köle’ olmak için bunları ya da fazlasını yapsalar da işe yaramaz. Yabancı dili, eğitim seviyesi, tecrübesinin ve parasının önemi yoktur. Efendisi’nin onca aşağılamalarına ve işkencelerine maruz kalmasına rağmen, ‘köle özel’dir. Ucuz değildir. Herkes olamaz, yapamaz.

Köpeği sayılırım, önüme attığı kemiklerle mutlu oluyorum

Aktörler ve aktristler doğuştan sahip oldukları yetenek ya da eğitim ile birçok kişinin taklidini yapabilirler. Hayvanların belki eşyaların, ama ‘köle’liğin’ taklidi yapamazlar bana göre. Emri yerine getirirken heyecanı, mahçubiyeti, samimiyeti, duruşu, yalvarışı ele verecektir kendini.
Ben kendime köle diyemem. Olayın daha etrafında dolaşıyorum. Acımasız olduğu kadar iyi niyeti ile kendine hayran bırakan bir Efendi’nin paçalarından çekiştiriyorum. Adını bilmesemde, yüzünü görmesemde. Köpeği sayılırım, önüme attığı kemiklerle mutlu oluyorum. Keşke işe yaramaz bedenimi önüne gerçekten atabilsem ama O’nun, kölelerinin tırnağı olamam ki ben! İmkanım olsa ve izin verilse, O’nun kölelerinin lüzumsuz işlerini yapmak isterdim. Vakit kazandırmak adına.

Çok isterdim gerçek bir köle olmayı. Çünkü, beceriksizliğim, salaklığım ve yetersizliğim eğitilmeyi hak edecek kadar çok. Acizim. Elim ayağım tuttuğu müddetçe köle olmayı hayal edecek kadar tutkuluyum. Üstelik dolmuşta para üstünün verilirken elime dokunulduğunda sinirden deliren ben! Mahalle pazarlarında insanlar yanından geçişirken kolu çarpıyor diye, yıllardır pazara gitmekten kaçınan ben! Çalıştığım dönemde, yemekhaneye giderken mecburen çardakta oturan erkeklerin önünden geçerken utançtan ve rahatsızlıktan ötürü renk değiştiren ben! İç çamaşırlarını, başka bir çamaşırın altında ya da odasının kapı kolunda kurutan ben! İşte bu ben, köle olmayı çok istiyor. Son günlerde yaptıklarımın ve hissettiklerimin Siz’i memnun etmesi bir yandan sevindirse de aslında üzüyor beni. Çünkü, belki birkaç emriniz ile daha yaşayabileceğim bu duyguları daha yoğun, daha ete kemiğe bürünmüş halde yaşayamayacağım.

Sen benim kölemsin, benim orospumsun

Kadınların eşlerine/sevgililerine kendilerini özel hissettirecek beklentilere girmesi çıldırtıyor beni. Özel günleri hatırlasın ve hediye alsın istiyorlar. Kendilerine ‘aşkım’, ‘hayatım’ demelerini istiyorlar. Beğenilmek için çeşit çeşit boyaları suratlarına sürüyorlar. Erkekler de sahte güzellerin, an’ı kurtarmak ve onları yatağa atmak için kaldırıyorlar zillilerin kıçlarını. Ben, boynuma ‘taksitle’ ödenecek olan altını/pırlantayı takmak yerine, 12.35tl olan gerçek bir köpek tasmasını gururla geçiririm. Sahte güzellerin uçucu mutluluklarının yanında benim gülüşümün gerçekliği fark atar. Bu kadınlar yemek için lüks bir yere gitmek isterler. Gezmek isterler, beğenmezler yetinmezler. Peki ben…

‘Sen benim kölemsin, benim orospumsun’ cümlesini hiçbir söze değişmem. Efendim yemeği masasında yerken, ben yemeğimi masasının altında, rahatsız etmemek için tuvaletin önüne giderim orda yerim. Gezmek için sokağa hava almaya gönderse, kapının eşiğinden uzaklaşmam. Bilirimki Efendi’m hiçbir çıkar ve menfaat için tutmaz beni yanında. Hem benim O’ndan ne fazlam olabilir ki? Ne haddime!

Sadece keyfi için bile bana istediğini yapabilir

Zayıf, kendisine faydası olmayan karu kuru bir kadınım. Asıl ben O’nun ayağının dibinde olabilmek için yalvarırım. Beni ben olduğum için, her türlü aptallığıma, aşağılık ve rezil hallerime rağmen yanında tutar. Bedenime dokunması içimi titretir. Elini bana doğru uzattığı an gözlerim ellerine kitlenir. Kendimi sakınmam, feda ederim yoluna adarım. Evinde sehpası yoksa sehpası olurum. Malı olurum, tuvaletini temizleyen hizmetçisi olurum. Yatağında memnun edecek orospusu/fahişesi olurum. Bu benim için bir lütuftur. Bir hareketi ile soyunur hazırda beklerim. Üzerimdekileri çabucak çıkartamazsam yırtar parçalarım. Başka kölesiyle seansta iken sırf beni denemek için, Efendim ‘Gel ve prezervatifimi tak’ dese derhal emrini yerine getirip odayı terk ederim. Hayatındaki tek kadın olmak gibi saçma beklentiye girmem. Hayatındaki kadınlardan biri olmak için can atarım. Sıram gelene dek sabırla ve sessizce köşemde beklerim. Çağrıldığımda hizmetimi yapar, hata edersem cezamı çekerim. Git dediğinde defolurum bir an önce.

Sadece keyfi için bile bana istediğini yapabilir. Üzülmem, can acım söz konusu edilemez bile. Sağlığım, güvenliğim hatta canım O’na emanet. Kadın/Erkek eşitliği ve Kadın Hakları savunucularının benim hakkımı aramalarına gerek yok. ‘Efendim’ benim için neyin iyi olduğunu bilen tek kişidir. O’nun bana uygun gördüğü herşeye razıyım. O’ndan gizli yaptığım tek şey, gözlerine bakmaya çalışmak olurdu. Çamaşırlarını makinada değil, ellerimle yıkarım. Kıyafetlerinin tenine değecek her yerine dokunmak mutlu eder beni. Uyandığı saati bilir, erken kalkar ve emrini hazırda beklerim. Halıları yıkadığımda döşemeler, Efendim’in ayağını üşütse bana ait giysi paçavralarını yerlere sererim. Sadece evindeki çöpü alıp atmak için bile kilometrelerce yolu katederim. Günlerce sürse yolculuğum kapının önündeyken ‘Şimdi siktirgit’ dese bir of demem içimden dahi. ‘Emredersiniz Efendim’ deyip kaybolurum oradan.

Düşünmeye lüzum yok olmayan beynimle. Efendim’in vardir bir bildiği derim. Gerçek bir köpek kadar faydam olursa, yaşamamın anlamı olmuş olur.

O köle(m) dediğinde O’na aitlik ifade eden harfe erir içim…

Yazımı paylaşın

Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz. - Özdemir Asaf

Yazar

Paylaşımlar

Diğer yazılarımı da okuyun :-)

köle Elif
Latest posts by köle Elif (see all)

Yazımı paylaşın

Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz. - Özdemir Asaf

Yorumlarınız

Düşücelerinizi paylaşın

Bildiri Gönder
Bildir
guest

7 Yorum
Beğenilenler
En Yeniler Eskiler
Inline Feedbacks
View all comments

7
0
Düşüncelerini paylaş, lütfen yorum yap.x