Kıçımdaki Kanca Beni Engelliyor
Kırbaç ve sopa inerken kaçacak milim yer yok. Çırpınmak faydasız. Hem kıpırdama sırasında ipler geriliyor ya boynum ya da kıçımdaki kanca zorluyor. Şimdi düşünüyorum da, ipler kancadan daha zorlayıcı görevde. Görünüşe aldanmamak lazımmış demek ki! Kırbaç indiği anda spank cezası başladı. Öyle bir ceza ki sonunda bana mor kırmızı izler kalacak. En sevdiğim izler. Efendim, kancanın etrafından dolaşıp kırbacı savuruyor. Ödüm kopuyor kancaya gelirse mahveder beni. Kalçam ısındıkça izlerime yaklaşıyorum.
Sopanın etkisiyle tenimde minik minik havaifişekler patlıyor. Kıpırdamak istemiyorum ama aldığım darbe ile yerimde de duramıyorum. Hareket alanım çok kısıtlı. Acıyı bir şekilde dağıtmam lazım. Boynumdaki ip, kıçımdaki kanca beni engelliyor. Bir an için unutup ayaklarımı savuruyorum. Kanca yerinden oynuyor. Bin pişman oluyorum kıpırdadığıma. Kıpırdamamak lazım ama ne mümkün!
Canım Daha Az Yanmıyor
Acı çekmek için mükemmel şartlardayım. Ben, beni dışardan izlesem ödüm kopar. Yaşamak şöyle dursun, izlemek rahatsız edici gelebilir. Tam da o masada yatan köle olarak söylemek istiyorum ki, bunu yaşamayan köle çok eksik kalır. Heyecanı, acısı, cesareti ve her şeyiyle dolu dolu bir ceza seansı. Birden fazla uygulama ve bir sürü malzeme, artık daha azı bana yavan gelir. Mazoşistliğin ne demek olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Öncelerden acıdan kaçsaydım gelişemezdim.
En baştan beri acıyı aynı şekilde hissediyorum. Canım daha az yanmıyor. Yalnız, savaşmanın ve gücün yetse de yetmese de dayanmaya gayret etmenin önemini ilerledikçe fark ediyorum.
Ben Efendim’in Orospusuyum
Kancadan sonra hiçbir BDSM malzemesine sadece ve ilk olarak korkuyla bakmayacağım. Efendim’in üzerimde denemek istediği her şeye artık daha hevesliyim. Kullanılmadık malzeme kalmasın. Her eşyada terim, nefesim, kokum ve acım olsun. Her manada dolu dolu hissettiğim ve yaşadığım bu seans başka bir seviyeydi.
Kırbaçla, sopayla hem cezamı çekiyorum. Hem de gün be gün aynanın karşısında sevinçle izleyip dokunacağım izlerimin oluşmasını bekliyorum. Canım feci derecede acıyor. İzler için değer. Spank söz konusu olduğunda çoğunlukla izlere odaklanıyorum ama bu bir ceza. Söz dinlememenin cezası. Kıçımdaki kanca beni mükemmel bir şekilde bağladı, kısıtladı ve üstüne küçük düşürdü.
Kasaplarda, kancaya takılı etten farkım yoktu. Oysaki ben Efendim’in orospusuyum. Kıçımda kanca yerine, anal pluglarım olsaydı, vibratörlerim veya pembe kuyruğum ki Efendim onları bana çok yakıştırıyor. Bu haldeyken üzerine sinek konacak et parçasıyım. Suçluyum, hak ediyorum.
Spank Sonrası İzler
Pişmanlığım, Yalvarışlarımla Belli Oluyor
Spankin kıçımda bıraktığı sızısı hala tazeyken Efendim falakaya geçiyor. Acının ve ağrıların ortasındayım ama derdim hala, ‘Yeterince izler oluştu mu, biraz daha mı spank olsaydı. Dayanması nasıl zor, yine de izler için…’ Efendim, böyle uygun gördü. (Seanstan hemen sonra Efendim’den spank izlerimi gösteren fotoğrafımı rica ettim. Kendimi öyle görmek için sabırsızlandım.)
Sınırlarımı görmüştür, bu kadar kafi demiştir, bundan sonrası tatlı izler değil, kalıcı hasarlar olmasın demiştir. Falaka cezalarımın baş tacı. Benim şu ayaklarım en çok o pis ayakkabılardan çekti. Falaka defalarca akladı ama ben yine onları cezaya mahkum ettim.
Sayısız uyarıya rağmen o pis kokulu, berbat model ayakkabıyı giymenin cezasını en iyi şekilde çekiyorum. Pişmanlığım, yalvarışlarımla belli oluyor. Fakat cezanın burada bitmesi söz konusu değil. Sonuna kadar sopayla, acıyla savaşmak gerek.
Arkadaşım, Eşine Götünü Vermekten Korkuyor
Acıyla savaşmak derken; geçen gün bir arkadaşımın bazı konulardaki korkuları üzerine konuşmamız aklıma geldi. Arkadaşım, eşine götünü vermekten korkuyor. İnsan sevdiği ve amını vermekten zevk aldığı kişiden ve kendinden bu keyfi neden esirger anlamıyorum.
Sevdiğin kişi ve yeni bir deneyim için; korku kadar bizi engelleyen ve güzelliklerden mahrum bırakan olumsuz bir duygu yüzünden aynı noktada takılı kalıyoruz. Elbette ben de korkuyordum. İlk kez götüm sikilirken canım çok acımıştı. Ben çırpınıyordum, Efendim ise beni sımsıkı tutuyordu. Bunu aşmayı ve tüm deliklerimden Efendim’in orospusu olmayı çok istiyordum. Acıya, korkuya rağmen, en çok da Efendim’in sayesinde bu tecrübeyi edindim.
BDSM’İ, Efendim’in Bakış Açısıyla Yaşamak
Ben konunun tecrübeli tarafı olarak ona karşı yaklaşımımı düşündüm. Tecrübeli ama duygusuzca değildim. Onun korkularını anladığımı, doğruyu söylediğimi, ayrıca söylediğim her şeyi zamanında bizzat yaptığımı detaylı anlattım. Gözlerindeki korku benim iştahlı anlatımla şaşkınlığa ve meraka dönüştü. Yüzündeki bu değişimi görmek ne güzel! Daha da güzeli, artık bu konuda mutlaka denemeler yapacak. Bazı anlarda ve bazı cümlelerde kendime inanamadım.
Efendim’in etkisini, köleliğin ruhunu, acıyla savaşmanın zihnen ve kalben ne kadar iyi geldiğini ve hatta başkalarına yansımasını görmek hayata inanılmaz bir katkı. Acıya ve korkuya teslim olmamak ne gurur verici bir duruş. İnanarak ve yaşayarak aktarmak ve anlaşıldığını fark etmek. İşte bu mutluluk bambaşka. BDSM’İ, Efendim’in bakış açısıyla yaşamak beni her zaman olduğum durumdan daha iyiye ve güzele taşıdı.
Efendim’e Orospuluk Yaptığımı O Da Bilsin Ve Görsün
İpler, kanca, sopa, kamçı ve daha bir sürü malzeme. Ayağa kalktığımda arkama dönüp baktığım o masa, bir ameliyat masasından farksızdı. (Öyle hoşuma gitti ki kendi telefonuma fotoğrafını çektim. Efendim uygun görürse, herkesin görmesini isterim.)
Sadece günlüğümdeki misafirlerimizin göreceğinden emin değilim. Fazlası var. Benim bağlı olduğum masa özellikle basbayağı sahne gibiydi. Daire, birkaç açıdan çevredeki insanların biraz dikkatiyle gözükebilecek konumda. Bir yanımızda yüzme havuzu var. Oradaki insanların başlarını hafifçe kaldıklarında göz göze gelme ihtimalimiz yüksek. Çok istisnai durumlar olmadıkça, Efendim perdeleri kapatmayı yasaklar.
Sikilirken veya ceza sırasında pencerede yalnızca incecik tüller olur. Bir keresinde, onlarca kat yukarıdayken ve ben Efendim’e sakso çekiyorken arabasının içindeki adam beni görmüştü. Balkon kapısı açıktı ve önündeydim gerçi. Adam başını kaldırıp dikkat kesilmişti. Kim bilir ne kadar zaman seyretti. Ne düşündü. Efendim fark edip bana söylediğinde hem şaşırmıştım hem de hoşuma gitmişti. Efendime or’ospuluk yaptığımı O da bilsin ve görsün.
İnsanlar Bu Kadar Yakında Mıydı
Kaldı ki, burada insanlarla neredeyse göz hizasındayız. Diğer taraflarda binalarla karşılıklı balkonlar var. Konuşma seslerini duyabiliyorum. Mahremiyeti sağlayacak en önemli hareket perdeleri kapatmak. O da yasak. Bazen çekinsem de görünmeyi ben de istiyorum. Ne yaptığımdan, ne durumda olduğumdan öte Efendim’in yanında olup görünmek çok özel ve heyecanlı.
Seans esnasında tüm bu çevre durumlarını unutmuştum. Hatam başımdan aşkın. Ceza amacıyla her yanım birbirine bağlanmış. Terim, vücut hatlarımı masaya çizmiş. Değil etrafı dünyayı unuttum. Her şeyin sonunda ipler çözülmüş, kanca kıçımdan çıkmış. Falakadan şişen ayaklarımın üzerine güç bela doğrulurken gözlerim karşımda sokakta yürüyen insanlara takıldı. Daha önce farkında değilmişim gibi şaşkınlığımı Efendim ile paylaştım.
Oh Olsun
İnsanlar bu kadar yakında mıydı? Beni duydular mı, gördüler mi diye merak içindeydim. Diğer tarafta balkondaki kadın beni gördü mü acaba? Gördüyse ne düşündü, nasıl hissetti? Ödü mü koptu yoksa yerimde olmak istedi mi? Belki de benden daha iyi olacağına dair yanındaki adamla iddiaya girmiştir. Sopa indikçe, “Oh olsun.” demiş midir? Özellikle kadınların ne düşündüğünü ve nasıl hissettiğini çok merak ediyorum. Yazımı okuyan kadınlar, beni yakın mesafeden görseler tepkileri ne olurdu acaba?
Kancayla Falaka ve Spank Uzun Fragman
– Sizlere Özel Ve Çok Uzun Bir Fragman –
Orospu Sikilmek İçin Acıyla Islanması Lazım
Efendim vurdukça kıçım kızarıyor, tabanlarım şişiyor. Amım ıslanıp şişiyor. Ne kadar şiddetli vurursa o derece sikilmek istiyorum. Kıçımdaki kanca o an için daha çok acıya destek oluyor. Amım masaya yatmış ve sıkışmış halde kendi kendine yanıyor. Efendim beni çözüp ve çevirip bir sikse, amımın şişkinliği inse rahatlayacağım. Gerçi kıçımı döndüğümde, taze acıyı derinden hissedeceğim. Acı ve zevk aynı anda. köle ve orospu olarak en sevdiğim.
O an sikilmek istediğim için Efendim daha fazla acı vereceğini söylese; üç deliğimden sikilmek için yalvarırım. Beni burada yatmış ve ceza alırken gören biri de, “Orospuyu bulmuş da vuruyor. Sikse daha iyi değil mi!” demişse bile bilsin ki; orospu sikilmek için acıyla ıslanması lazım. Ben mastürbasyon yaparken dahi mutlaka bir acı hissini arıyorum. O olmadan canım çekmiyor. Elbette, Efendim kadar yapamıyorum. Kendimi mıncıklıyorum, tokat atıyorum yüzüme veya amıma. Kızarana dek. İşte o zaman parmaklarım az geliyor. Efendim’in sikini arıyorum.
Canıma Can Katıyor Efendim
Anlamayana alelade bir acı, bir sopa. Anlamak isteyene bir yol. Biraz zaman alan, o zaman içinde de gelişen ve güçlenen bir ruh ortaya çıkıyor. Seans sırasında ağladığıma bakmayın. Tüm o zorluklara ve çırpınışlara rağmen kaybetmiyorum. Ceza aldığım her seans da, canıma can katıyor Efendim.
Doğru düşüncelerim, adımlarım, kararlarım onca acının içinden doğuyor. Benden de taşıp başkasına umut oluyor. Birinin daha yeni adımlarına olumlu anlamda etki ve kalkan oluyor.
