Hogtied Falaka nedir?
Hogtied kendi başına bir bondage, yani bağlama şeklidir. Bazen hogtied için domuz bağı deniliyor ama bu tabir tam doğru değildir. Domuz bağında bağlanan kişi az yer kaplaması için paketleme şeklinde bağlanır. Hogtied bondage de köle genelde yüzükoyun yatar, ayaklar popoya doğru kaldırılır ve ellerle beraber bağlanır. İsteğe göre eller iye ayakları bağlayan ip uzun veya kısa tutulur.
köleye ayrıca işkence yapmak için bazen ellerden bir ip kafaya doğru çekilir:
– ve burada saçlara bağlanır, köle ayaklarını yere doğru çektikçe kafaya acı verir,
– veya anlına bağlanır ve bu şekilde kafayı havada tutar ve boyna ağrı verici,
– yada ağza doğru bağlanır ve kölenin sesini kısar. Ayaklar çektikçe ağza ağrı verir.
Hogtied falaka ise bu bondage ile ceza uygulamanın tabiridir.
Ayağınızın altını öpmekten mutluyum
Günün özünü yansıtan fotoğrafa bakıyorum… Hogtied falaka neymiş öğrendim. Bu kez ben yazmasam. Yüzümü, özellikle gözlerimi görebilseydiniz ve kalbimin atışını duyabilseydiniz. Bağların sihirli etkisini hissedebilseydiniz. Yetersiz anlatımımla ne kadarı canlanabilir ki gözünüzde… İyi ki kayıt altına alınıyor. Kendimi Efendim’in gözüyle görmek büyük şans.
Olumsuz durumlardan sonra yakınırız, ‘Ben ne günah işledim, bu neyin bedeli?’ Ben de diyorum ki, ‘Ben kimi sevindirdim, bu güzellikleri hak edecek ne yaptım!’ Kendimi önemsiz biri olarak görürken, neden Efendim mutluluktan ayağımı yere değdirmiyor. Yürüken, bir adımla kilometreleri aştığımı hissettiriyor. ‘Kimin kölesi olduğunu unutma.’ Bir dua, bir şifre gibi sürekli dilimde. Sürekli beynim tekrarda. Kalbimin ritmine eşlik ediyor. Bu bana hayata dair başka bir enerji veriyor. Ben Efendim’i tanıdım ya, bana verdiği emekleri gördüm ya yeryüzünde başka kim benim aklımı çelebilir? Beni kim yıkabilir? Kimi Efendim’le kıyaslayabilirim? Simyacı gibi elindekini çerçöpü değerli bir şeye dönüştürme uğruna hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan birisi. Maşa ile tutmuyor. Kollarını sıvayıp, öpülesi elleriyle. Hala o dereceye ulaşamadığımı biliyorum Efendim. Ayağınızın altını öpmekten mutluyum. Tabir üzerine kullandım sadece ve bütün özverisiyle eğitiyor kölesini.
Dokunmayın, çözmeyin beni
Kahverengi koltuğa uzanmam emredildi. Ben esmer koltuk koyu. Çok renksiz. İç karatıyoruz. Yüzüstü yattım. Ne olacağını bilmiyorum. Evvela ayaklarım bağlandı. Ardından ellerim kalçamın üstünde birbirine bağlandı. Sonradan bu şekil hogtied olduğunu öğrendim. Son olarak ağzımdan bağlandığım bağ ile havaya kaldırdığım ayaklarım düğümlendi. Karşımda tesadüf bu ya ayna var. Heyecanla izliyorum Efendim’i. Şimdi rengarenk oldum. Ağzımdan geçen bağ ıslanıyor, yutkunamıyorum ben gülümsüyorum. İçimdeki tek korku: İçeri biri girse, polis veya herhangi biri. Durumu bilmese/anlamasa. Bana kötülük yapılıyor sanacak olsa. Nasıl ikna ederdim onu? Durun! Dokunmayın, çözmeyin beni. Bırakın bağlarımı! Efendim’le yalnız bırakın beni. Böyle böyle ikna edici konuşmalar hazırlıyorum kendimce. İyi ve güzel bir şeyler yaşadığımızda uzun sürmeyeceğini ve muhakkak kötü sonuçlanacağı aklımıza öyle kodlanmış ki, iki dakikalık mutluluğu zehir ediyoruz kendimize. Karşı koyamaz ve konuşamaz bir halde kalmak benim için yeni, buna rağmen çok sevdim. O geceyi bağlı geçirmeyi çok isterdim.
Zaman zaman başımı yana çevirip yatıyordum. Ne kadar huzur vericiydi… Artık yapabileceğim hiçbir şey yok. Her şey Efendim’e kalmış. Onun ellerine teslimim. Bütün ilgisi benim üzerimde. Tabi bağlanıp öylece bırakılmayacaktım. Yeni bir falaka dalgası başlıyor. Benim çantamın askısı ile başladı Efendim. Rahat ve keyifliydi önceleri. Ayağıma yumuşak dokunup zıplıyordu sanki çanta askısı. Bende mi bir sorun var acaba dedim bir an! Yoksa alıştım da, dokunmuyor mu falaka artık. Gerçekten dedim bunu deli gibi. Canım pek acımıyordu. Şaşkınlığım uzun sürmedi. Sadece başlangıç alıştırmalarıymış. O alışık olduğum şiddeti hissetmeye başlamıştım. Sonradan öğrendim ki, Efendim askının demirli taraflarıyla vuruyormuş. Yalvarma imkanı yok. Ayağımı kurtarma şansım yok.
Bu kadar güzel bağlandım kısa sürede çözülmem. Demek ki, sağlam falakaya çekilecektim. Vuracak, acıyacak ve geçecek acısı. Vuracak, acıyacak ve geçecek acısı. Kendimi teselli cümlemdi. Bazen ayaklarımı kaçırmak istiyordum sağa sola faydası olacakmış gibi. Elbette yakalıyordu Efendim ayağımı. Hogtied falaka tam tabirin hakkını veriyordu. Tabanlarıma denk geldiğinde dayanılırdı. Ama parmak uçlarıma isabet ettiğinde kıvranıyordum. O anlarda parmağın koptu dese Efendim, inanırdım.
Tekrar falakaya seve seve yatarım
Bazen seri vuruluyordu. Yeni nefes almadan peşpeşe darbe alıyordum. Bazen de acım hafifleyene kadar zaman veriyordu Efendim. Kablosu ve kemerini de kullanıyordu Efendim. Bence yokluyordu. En çok hangisi daha iyi diye. Kablonun o ince ve keskin sertliği ile ayağıma inişi ve parmaklarımın arasına dolanması diğerlerini gölgede bırakır. Ne kırılabilir. Ne de kopabilir. Beynimi kaynatacak kadar iyiydi. Aslında marifet Efendim’deydi, onu bu şekilde kendisi kullanıyordu. Beni böyle güzel bağlayıp ayağımı okşamayacaktı. Zaman algımı kaybetmiştim. Kısa sürede sayısız falakaya mı çekilmiştim. Yoksa saatler mi sürmüştü emin olamıyorum. Sonunda, Efendim ‘Kaç defa vurdum biliyor musun?’ diye sordu. Benim tahminim tutmadı. Sayıyı duyunca şok olmuştum. Bu kadar fazla darbe almış mıydım, inanamıyordum. O kadar demek, kendime acımıştım. Dönüşü yoktu, inkar mümkün değil. Artık yaşanmıştı…o kadar sopa ve bir hogtied falaka cezası. Üzgün değilim, pişman değilim. Can tatlıdır ya. Konu o kadar basit. Bu acı engel değil, tekrar falakaya seve seve yatarım.
Çözülürken bağlar, ayaklarım ve kollarımı gelişine salmıştım koltuğa yorgunluktan. Bu gün de benim olmuştu. En doğrusu, diğer günler gibi bu günü de bana hefiye etmişti Efendim. Ayağımın acısı hafifledikçe güzellikleri daha iyi farkedebiliyordum. kölenin başka bir hali.
köle rahat sikilemezdi
Orospu tarafı hizmet edecekti Efendi’sine. Koltuğa eğildim. Efendim’e sikiliyordum. Her şekilde kullanılmam ve her işine yarıyor olmam beni mutlu ediyordu. köle rahat sikilemezdi. Dövülmeliydi. Bu defa farklı acıttı canımı Efendim. ‘Ayağını kaldır.’ emrini verdi. Sağ ayağımı kaldırdım. Tırnağını bütün kuvvetiyle falakadan çıkmış ayağıma batırıyordu Efendim. Ve yere değmeyen boşluk kısmını deliyordu neredeyse. Sikilirken bir yandan da zaten hassas olan ayağımın acısı dayanması güç ama güzeldi. Efendim boşalana kadar tırnağını bastırmıştı.
Ne kadar zor ve acı yaşadıysam, anı kaldı şimdi. Keşke hep Efendim’in yanında olsam da, acı elbet geçerdi…
Köle rahat sikilemez
Acı + sex + haz + itaaat = Köle ELİF
Teşekkür ederim ☺️
Çok iyi olmuş elife
Teşekkür ederim. Bence de 🙂
Süper bir falaka pozisyonu, hem kımıldayamıyor, hem de acıyı çekerken zor duruyor. Yapacak bişeyi yok, itaat edene kadar çekecek cezasını:))
Her darbede Elifin vücudundaki kasılmayı bile hissettiriyor resmen muazzam
Ilginc bir bicim de her paylasiminizi birkac kez okuyorum ve aradan zaman gecip tekrar okuyunca baska bir his ruh kesfediyorum. Ve net goruyorum ki Elif Sen bu dunyaya Efendinin kolesi olmak yzere bu ruhla gelmissin. Ve efendin de efendilik ruhuyla.
Ben de, yorumları okuyorum en baştan itibaren. Özellikle geçmiş paylaşımlara yeniden yorum geldiğinde gözden kaçırdığım yorumları farkediyorum. Yanıtlamakta geciktiğim için herkesten çok özür dilerim.
Eleştirdiğiniz ilk yazımdan sonra, tekrar tekrar okumak istedğiniz yazılar yazabildiğime çok seviniyorum. Yorumunuzda belirtiğiniz o cümleyi okumak çok onur verici. Dile getirmek benim için çok iddialı, ancak sizlerde bu fikir oluşturmak çok değerli. Teşekkür ederim.
En önemlisi Efendim’in nasıl düşündüğü. Kimbilir!
Şahane pozisyon harika ayaklar tebrikler başarılar
Bunlar eser olarak üniversitede okutulmalı
bence en iyi posisyon lardan biri hersey ortada miukemimiel bır calısma
fragman olarak bu videoları takipçilerinize sunmanız güzel düşünülmüş
bence tekrar yatmalı hogtied olarak çünkü bir köle efendisinin yanında ojesiz gezemez
Hogtied Elife çok yakıştı
Video izlediğim gibi yazılarınızıda zevkle okuyorum.
Takipteyiz
merhaba ben de asma, kesme gibi kurban edilme gibi bir fantazi var.ama daha gerçek olmadı, yaşayan var mı hiç.. acaba..
Merhaba zeh, asma BDSM içinde çok ilgi görüyor ve bondage sevenlerin vazgeçilmesidir.
Kesme tabirini kurban etmeyle aynı satırda kullanılınca, bunun BDSM ile hiç alakası olmadığını ve ayrıca her şekilde suç olduğunu belirtmek isterim. Dikkatli olup ikinci derinin ilerisine işlememe şartıyla jilet kullanımı oluyor icabında (tabi sadece köle kabul ederse) ama ‘kesmek’ kesinlikle BDSM ile ilgisi yoktur. Ne RACK nede özellikle SSC kurallar çerçevesi içinde bu mümkündür. BDSM’in temel kurallarında kalıcı zarar vermemek bir şarttır. Onun için kesmeyle ilgili ne burada, nede her han gibi PX Group içinde çalışmalarımızın arasında yer alacaktır. Ama beni lütfen yanlış anlamayın, amacım sizi burada rencide etmek değildir. Tersine BDSM ile ilgili sınırları söz konu etmeye bana fırsat verdiğiniz için size teşekkür ederim.
Efendin ağzını hiç bantlamadı mı?
Bu hogtied bondage zaten ağzına doğru bağlandı. Band yerine ağzı kumaşla bağlıydı.
Bir bantlarsan bir kere
Uygun olan bir uygulama veya cezada olabilir. Ama ne zaman olur şu an bilemiyorum.
Süper Bir His ??
Şüphesiz. ? Bir kez tecrübe etmeyegörsün köle, uzanıp falakaya doymak istiyor. Acıyor ama geçiyor eninde sonunda.
Hortumla falakaya yattınız mı hiç? Kablo mu, hortum mu bunun cevabını alalım. Bence hortum daha acı, deneyin
Hayır, hortumla falakaya yatmadım. Bu yüzden bir karşılaştırma da yapamıyorum. Efendim uygun görürse, hortumu da kullanır.
Çok güzel bir paylaşım ve hikaye olmuş tebrik ederim.Daha iyileri için desteğe devam
Teşekkür ederim. Memnuniyetiniz ve desteğiniz çok değerli.
çalişmanız emeğiniz ve bizlerle paylaştığınız için sonsuz teşekkürler .. yenileri için sabırsızlıkla bekliyoruz
Rica ederim. Paylaşımların beğenilmesi ve yenilerinin beklenmesi çok güzel bir duygu. Takipte kalın ?
Saygıdeğer Erdem Bey, tek kelimeyle sağ olun. Biz burada dediğiniz şekilde yayına imkan versek, çok daha yüksek reyting yapardık. Ama bundan 90lı yılların içinde başlayan insan, güzellik, kalite ama en başta insanlara karşı saygı ve sevgi anlayışımız daima devam edecek. Yeter ki sizin gibi güzel dostlar, güzel insanlar hep yanımızda olsun.
Her calismaniz daha ileri duzey ve yaratici oluyor.Iyiki böyle bir blog var ve Türkçe.Ne kadar yazip cizsek,tesekkur etsek azdir…
“köleye ayrıca işkence yapmak için bazen ellerden bir ip kafaya doğru çekilir:
– ve burada saçlara bağlanır, köle ayaklarını yere doğru çektikçe kafaya acı verir,
– veya anlına bağlanır ve bu şekilde kafayı havada tutar ve boyna ağrı verici,
– yada ağza doğru bağlanır ve kölenin sesini kısar. Ayaklar çektikçe ağza ağrı verir.”
Tespitiniz icin de ayrica teşekkürler. Bu tespitiniz ileride yasayacagim deneyimler icin bana da yol gösterici olacaktır.
Teveccühünüze layık olabiliyorsa, bu bizi mutlu ediyor. Sizin güzel yorumlarınız bizim alkışımız. Biz size herhan gibi şekilde geleceğiniz için vesile olabiliyorsak, ne mutlu ile onur verici bizim için. Gönülden dilerim ki, bir gün sizin paylaşımlarınıza biz güzel yorumlar yazarız. Gönlünüze sağlık.
Ayak gıdıklama ile ilgili bir çalışmanız olacak mı Master bey merak ediyoruz.
Merhaba Ayaksever, neden olmasın. Uygun bir zamanda severek yaparız. Ama bu konuda biraz sabır rica edeceğim çünkü uygun bir eğitim anına denk gelmesi gerekiyor. Öneriniz için ayrıca teşekkür ederim.
sizden ıslak videolar da bekliyoruz Elif 😆
Pardon?!
muhtesemsiniz
Teşekkürler ☺️
Her paylaşım biraz daha ilgimi çekiyor sizlere biraz daha ilgim artıyor gerçekten heyecanlanarak okudum ve gorsellere baktım çok başarılı gerçekten herşey ortada zaten fazla söze gerek duymuyorum teşekkürler paylaşım için sadece fotoğraf veya videoya bakmaktansa hislerinizide okumak bı nebze olsun empati yapmak kendimizi sizin çok güzel oluyor açıkçası merakla takipteyim ilk günden beri devamlı hergun ama hala ısrarla suleyi merak ediyorum bu arada onuda soylemesem olmaz saygilar…
Keşke… Keşke, Efendim beni her gün falakaya çekse. Saatlerce öylece bağlı kalsam… Resim, video ve yazı. Hepsi birbirini tamamlayan parçalar. Her biri eylemin başka yönünü ifade ediyor. Tıpkı bu günlük gibi. Paylaşımlar, sizler ve değerli yorumlarınızla hissettiğimiz desteğiniz de bir bütünün parçaları. Tüm misafirlerimizin varlığı beni mutlu ediyor. İyi ki varsınız…
Yaşadıklarımı video şeklinde izlerken ben de heyecan içinde oluyorum her defasında. Sanki o ben değilim gibi meraklanıyorum. Tüm detaylarıyla hatırlayıp ‘ne güzel gündü ‘ diyorum, kendimi kıskanıyorum.
Ah Şule, ? benden rol çalıyorsun.