loader image

Ayak Bakımı

Ayak Bakımı
Geçen ay yapmam gereken ayak bakımı girişimim başarısız olmasaydı. O çakmaklı ceza başıma gelmeyecek. Kendi ellerimle ayaklarımı yakmayacaktım. Halen izleri geçmedi. Şişi indi ama deri katı ve rengi koyu bir şekilde duruyor. Randevumu ertesi gün 17 ye aldım. Ancak, olur ya bir aksilik çıkar diye iki saat erken yola çıktım. Kalabalık olmadığı için hemen benimle ilgilenmeye başladılar. Yara izlerimle ilk kez manikür pedikür yaptıracaktım. Sabırsızdım. Bir an önce bu görev tamamlansın istiyordum. Efendim’e layık olmak için kendime iyi bakmam gerekiyordu. Gelişme gösterip, her gün kendimden bir adım önde olmalıyım.

Canınızı acıttım mı

Ayaklarına bakım yaptıran köle! Yapmadığı için ayaklarına işkence cezası almış üstelik! Kadınlara Efendisi’nin emriyle ayrıcalık gösterebilecekken, kişisel hizmetimi yapması için elimi ayağımı teslim ettiğim yine bir kadın!
Törpü ile başladı… Ellerim bir kadının ellerinde. Efendim’in her zaman önemi ve değerimi anlattığı kadınlardan biri. İşini çok iyi yapan bir kadın. İlk andan son ana kadar güler yüzünü eksik etmeyen biri.

Benim bu ay, yeni cezadan kurtulmama yardımcı olan kadına minnettarım. O bana, ‘Canınızı acıttım mı?’ diye sorduğunda ben, ‘Hayır.’ derken mahcup oluyordum. İşini rahat yapabilsin diye kımıldamıyordum. Emekçiye saygım sonsuzdur. Ayrıca, Efendim’in emri ile görevime bilinçli bilinçsiz eşlik eden kişiler benim için daha da özeldir. Tırnaklarım temizlenip güzel şekil alması hoşuma gitmişti. İlk kez görevim için yapmam gereken tek şey, oturmaktı. köleliğim için hizmet alıyordum. Çok güzel, ilginç ve kafa karıştırıcı.

Sıcak su geldi. Ayakkabılarımı çıkarıp, ayaklarımı suya soktum. Suyun sıcaklığı ve rahatlatıcı etkisi, ellerimin kremlenmesi ve görevlinin, ‘Kahvenizi nasıl içersiniz?’ sorusu. Hepsi Efendim’in sayesinde gelişen güzellikler. Ayak bakımı, cezadan kaçış yolu değildi, bugün Efendim’in bir hediyesiydi.

Efendim kuaförü arayıp kölesinin geleceğini söylemiş

Ayağımı görevlinin de hazır oluşu ile kendisine doğru uzattım. Havlu ile kurulayıp, ellerime yaptığı işlemleri tekrarladı. Törpü, tırnak ve etin temizliği vs. Huzursuz oturuşum devam ederken, alışmışlığın verdiği rahatlıkla sonunda arkama yaslanabildim. Çakmağın yaktığı ve kemerin okşadığı ayaklarımın dili olsa ne derdi acaba! Gözlerim daldı benim bir ara, o acı kıvranışlarımı hatırladım. Ve şimdiki keyfim. Ceza benim yüzümden, bugün ise Efendim sayesinde. Kahvem de geldi, yanında çikolata. Sanki, Efendim kuaförü arayıp kölesinin geleceğini söylemiş ve tüm bunlar öyle gerçekleşiyor gibiydi. Sıradan bir işlem, herkesin ulaşabileceği bir ortam ama bana orada her şey çok özel geldi. Kahvenin tadı şahane. Çikolata zaten güzel.

Görevli, ayağımı serbest bırakmamı söylese de, ağırlığımı vermemeye özen gösteriyordum. Ara sıra ellerime bakıp, hiçbir işe el sürmesem mi artık diye düşünüp ellerimi koruma yollarını arıyordum. Neler çektim bakım gününe kadar!
Ayağımın altındaki izler hakkında bir şeyler söylemem gerekiyordu. Kayıtı başlatıp şimdi konuya gireyim diyordum. Ne desem nasıl desem diye düşünürken, elim için krem önerisi olmuştu. Sona doğru konuyu açmak adına iyi bir bahaneydi krem. İzler için de tavsiyeniz var mı diye sordum. O anda ayağımı çevirip ne olduğunu, kimin yaptığını ve neyle olduğunu sordu. Geciken ayak bakımının cezası dedim.

Yapılacak bir şey olmadığını ve bunun için geciktiğimi söyledi. Ben konuya girerken çok heyecanlanmıştım. Ama daha önceki rüya anlatma görevimde olduğu gibi konuşma kısır kalmıştı. Çok değil beni biraz zorlasaydı. Belki de ben daha dikkat çekici bir şeyler söylemeliydim. Hem içim içime sığmaz köle olduğumu söylemek, haykırmak, yanlışlıkla da ılsa ağzımdan kaçırmak istiyorum. Hem de böylesine çekimser kalıyorum. Direkt olarak köle olduğumu söyleme emri gelse sanki daha kolay gibi. (‘Gibi’ de diyorum ki, çok iddialı olmadığımı göstermek için. Bu köle kısmı bazen çok uyanık değil mi :))

Ses kaydımı dinleyin.

Elinize ayağınıza sağlık

Ayak bakımı bitti, toparlandım. Teşekkür etmeye hazırlanırken görevlerim gereği kadınlara minnetimi ifade etmek için, ‘Ayağınızın altını öpeyim.’ dediğimden dolayı böyle bir şey söyleyecek gibi oldum. ‘Elinize ayağınıza sağlık’ dedim. 🙂

Eve dönüşte üzerimden büyük bir yükü atmanın huzuru ile yürüdüm. Ayaklarım yere değmiyor derler ya, ben de öyleydim. Bir piyano tuşları üzerinde sadece ayak parmaklarımla yürüyormuşçasına. Öyle neşeli, öyle duygulu ve mutlu.

(Kimseler duymasın ama o dönüş yolunun yarısı benim çıplak ayakla yürüdüğüm yoldu. 🙂 😉 )

Yazımı paylaşın

Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz. - Özdemir Asaf

Yazar

Paylaşımlar

Diğer yazılarımı da okuyun :-)

köle Elif
Latest posts by köle Elif (see all)

Yazımı paylaşın

Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz. - Özdemir Asaf

Yorumlarınız

Düşücelerinizi paylaşın

Bildiri Gönder
Bildir
guest

12 Yorum
Beğenilenler
En Yeniler Eskiler
Inline Feedbacks
View all comments

12
0
Düşüncelerini paylaş, lütfen yorum yap.x